Mavi Yolculuk Anıları

Mavi Yolculuk Anıları

Yıllardır İstanbul’da yaşıyoruz 2003 Yılında ailece görüştüğümüz arkadaşlarımızla beraber karar verdik yaz tatilini bir hafta kiralık gulet ile mavi yolculuk yapalım dedik, bir arkadaşımız Göcek te yaşayan bir kaptanın telefonunu verdi kendilerini arayıp bize kişi sayımıza uygun bir yat önermesini istedik. Kaptan bizim kişi sayımıza uygun olarak kendi teknesini önerdi kabul ettik.

Temmuz ayında bir hafta Göcek Fethiye ölüdeniz Marmaris ve Göcek olarak rotamızı planladık tekneye cumartesi öğleden sonra saat 16.00 da Göcek limanından katıldık önce kaptan ve mürettebatıyla tanıştık gayet düzgün ve oturaklı personeldi alışverişi biran önce yapalım diyen kaptan zaman kaybetmeden günü değerlendirelim diyordu bizim ilk deneyimimiz olduğundan aman şunu unuttuk aman bunu da alalım derken nerdeyse akşamı etmiş olduk.

Limandan hareket ettik, Göcek e yakın olan ilk koyda demirledik biran önce denize girelim derken kaptanımız bizi en yakın koyda demirleyip bize zaman kazandırmaya çalışıyordu o akşam, Zeytin adası koyunda kaldık enfes yemekler sessiz deniz ve gökyüzü binlerce yıldızlarla dolu idi. Deniz inanılmaz romantik bir görünüme sahipti teknede yanan ışıklar denizin üstünde kıvrılan minik dalgalarla çok etkileyici görünüyordu, sabah erkenden kalktım ve güverteye çıktığımda yatın personeli çoktan kalkmış kahvaltıyı hazırlamış bizim kalkmamızı bekliyorlardı. Mavi Yolculuk Anıları

sabah denizi ve mükemmel tekne…

Kaptan günaydın beyefendi nasıl iyi uyuyabildiniz mi diye sordu evet dedim hem de çok rahat ve konforlu tekneydi inanılmaz keyifli bir gece geçirmiştim kaptan tekrar seslendi isterseniz bir an önce denize girin suda tam kendinize gelirsiniz…

Kaptanın söylediği mantıklı gelmişti teknenin güvertede olan lumbar ağızından çivileme denize atladım suyun yumuşak serinliği beni kendime getirmişti denizden çıktıktan sonra kahvaltıya oturdum diğer arkadaşlar tek tek kalkıp denize giriyorlar zevkle oynaşıyorlardı. Mavi Yolculuk Anıları

Onları bekleyemedim çabucak kahvaltımı yapmış oldum zaten oldum olası kahvaltıyı biran önce yapıp işe giderdim herhalde bundan dolayıdır ki aceleye getirdim ama son derece zengin bir kahvaltı arkadaşlarımı bekliyordu, teknenin arka tarafında bulunan bangoça’nın üzerine uzandım kahvaltı masasındaki arkadaşlara laf yetiştirirken yine uyuyup kalmışım, herkes kahvaltısını yapmış yat hareket etmiş rotamız ölüdeniz kelebekler vadisiydi yolu yarılamıştık ki hanım seslenerek beni uyandırdı.

Kelebekler vadisi, ölü deniz…

Öğle yemeğini kelebekler vadisinde yedik, vadi gerçekten dedikleri kadar varmış, gökyüzünden sahile kadar bir dağı yarmışlar, sahilin boyu 250 -300 metre var diye düşünüyorum inanılmaz bir pırıltı denizin berrak rengi ve dipteki kumun beyazlığıyla oluşan turkuaz rengin insanı bu kadar mı etkilerdi keyif insanı şehir stresinden alıveriyor artık sadece o an var, sahilde çadır kurmuş sırt çantalı gençler ölüdeniz e gelip oradan kelebek vadisine kalkan küçük kayıkla vadiye geliyorlar çadır kurup haftalarca orada tatil ediyorlar yiyecek ve diğer ihtiyaçlarını tekrar ölü denizden kalkan tekneyi bekleyerek sabah tekne dönerken ölüdeniz den alış verişe gidiyorlar tekne günde 2 sefer servis yapıp sabah gelip dönüyormuş birde akşam vadide kalanları alıp geri getiriyormuş, neyse bütün bunları çadırda yaşayan gençlerden birisiyle sahilde sohbet ederken öğrendik, yüzme molasından sonra demir aldık ölüdeniz in önünden ağır yolda seyrederek dünyaca ünlü bu koyun sahilde kıvrılan eğimleriyle güzelim kumsalda sere serpe yatan yüzlerce turistin burayı neden tercih ettiklerini anlamış olduk gerçekten resim karelerine sığmayacak kadar güzel bir yerdi. akşam 5 çayı için Gök Gemile koyuna demirledik aşçı başının hazırlamış olduğu kurabiyeler kek ve yanında kanepe tarzı aperatiflerle çay satını yaptıktan sonra akşam gün batımını seyretmek için kaptan bize eğer isterseniz gün batımını adanın tepesine tırmanıp güneşin denize nasıl battığını görebiliriz dedi bizde merek edip teknenin servis botuna binerek karşı adanın derme çatma iskelesine yanaşıp adaya çıktık meğerse ada tarihi kalıntılarla dolu bir müzeymiş teknelerden gelen turistler belirli bir ücret karşılığında adayı ziyaret ediyorlar inanılmaz güzel kalıntı harabeleri görmüş olduk akşam gün batımını seyretmek için bu tarihi adanın tepesindeydik fakat tepede yalnız değildik yanımızda koydaki diğer teknelerde mavi yolculuk yapan yabancı turistlerde vardı. Mavi Yolculuk Anıları

personel bizi tekneye getirdi.

Güneşin ufuk çizgisinin içine girdiğini ilk kez burada bu kadar net gördük. ve şampanyalar açıldı bu güzel manzarayı kadeh tokuşturarak kutladık sonra tekrar aşağı inmek için hareket ettik fakat yerdeki molozlar çok kaygandı akşam karanlığı olduğundan çok dikkatli bir şekilde aşağı inmek yaklaşık yarım saat zamanımızı almıştı tekrar beraberce bota binerek tekne personeli arkadaşlar bizi tekneye getirdi havanın sıcaklığı bizleri hararetlendirmişti, biran önce soyunup suya atladık bu koyda akşam yemeği yemek için duşumuzu aldık aşçı başının maharetli elleriyle yapmış olduğu fırında tuzlu balık yanında soğuk mezeler masa inanılmaz zengin yemeklerle doluydu hep beraber yemeği yedikten sonra günün yorgunluğu yavaşça kendini belli etmeye başlamıştı yudumlamış olduğumuz kadehlerin etkisiyle hafifçe uyku hali belirdi yavaşça kalkıp teknenin ön tarafına giderek kafamı kaldırıp gökyüzüne baktığımda inanılmaz yıldızların pırıltılı yoğunluğuyla doluydu geceyi bu koyda geçirecektik kaptan önceden bize söylemişti bu koydan sabah erkenden hareket edeceğiz diye herkes yatmaya gitti. Ertesi sabah erkenden bir hareketlenme hissettik kaptan sessizce kalkıp jeneratörü çalıştırdıktan sonra teknenin önünde bulunan ırgat ile yavaşça çapayı kaldırmaya başlamıştı kimse uyanmasın diye ana makinayı çalıştırmadan demiri almıştı, kabinden güverteye çıktığımda ana makinenin çalıştığını duydum tekneyi arka da bağlamış oldukları halatlar toplanmış ve hareket etmiştik, manevra bittikten sonra kaptanın yanına giderek bugün ki rotamızı sordum bir buçuk saat sonra turunç pınarı koyuna yanaşıp demirledik, tekne personeli bize karşı o kadar candan davranıyorlardı ki artık bizim ailemizden biri gibiydiler saygılı ve işlerinde gerçekten kusursuzdular. bu arada kahvaltıyı hazırlayıp biz seslenerek afiyet olsun dediler kendileri birbirlerini değişerek kahvaltı yapıyorlar biz kahvaltıya oturmadan önce hep beraber denize girdik denizden çıktıktan sonra kahvaltıya oturup aşçımızın hazırlamış olduğu harika kahvaltı göze hitap ettiği gibi mükemmel lezzetliydi insan kendini kral gibi hissediyor her şey bizim için hazırlanıyordu bir tek kuş sütü eksikti… kaptan yanımıza gelerek kahvaltıyı yaptıktan sonra eğer su kayağı yapmak isteyeniniz varsa bu koy kayak yapmak için müsaittir diye söyleyince ben hemen hareketlendim kaptan tekrar dönerek seslendi hemen acele etmeyin tok karnına kayak sizi çabuk yorabilir dedi bir saat sonra tekne personelinden biri yanımıza gelerek su kayak yapmak isteyenler lütfen hazırlanıp bizimle beraber bota binebilirsiniz dedi botun motoru çok güçlüydü.4 kişi botta duruyorduk bir arkadaşımız kayak yapıyordu birbirimizi değişerek hepimizi kayak yaptırdılar. Fakat ben bir türlü kayak yapmayı beceremedim, bot tekneye yanaştı ve biz teknenin güvertesine çıktık duşumu aldıktan sonra yatın kıç tarafındaki bangoça ya uzandım havanın bu kadar güzel oluşunun farkında olmadan orada uykuya dalmışım bu arada çocuklar denizde oynuyor herkes bir yerlerde kocaman teknede kaybolmuşlar uyandığımda saat 13 00 olmuştu öğle yemek saati gelmişti üzerimde bir miskinlikle uyandım hemen mayomu değiştirip denize girdim yarım saat suda kaldım üzerimde olan kırgınlık bitmiş kendime gelmiştim. Denizden çıkarak borda merdiveninin yanında duş almak için bulunan tatlı suyla duşumu alıp öğle yemeği için üstümü değiştirdim çocuklar hala denizden çıkmak istemiyorlardı aşçı başı kıç tarafta bulunan çanı çalarak herkese afiyet olsun dedi çocuklar denizden çıkıp alelacele üstünü değiştirdi ve yemeğe oturduk denizde yüzerek farkında olmadan vücut çok hareket etmesinden çabuk acıkıyorduk herkes sanki çok zamandır hiç bir şey yememiş gibi açıkmış sofrada her şeyden tadıyordu, yemeği yedikten sonra çocuklar salonda bulunan televizyonun karşısına oturmuş eğlenceli kanallarda müzik dinleyip oynuyorlar biz büyükler teknenin arkasında hep beraber muhabbete daldık. zaman çok çabuk geçiyordu beş çayı hazırlanmış farkında değildik çay saatini bitirdikten sonra kaptan yanımıza gelerek affedersiniz yüzmek isteyen yüzebilir yarım saat sonra demir alıp hareket edeceğiz diye bizleri bilgilendirdi kimse denize girmek istememişti kaptan yavaşça demiri topladı,

Rotamız Fethiye Limanı, teknenin ufak tefek eksiklerini tamamlamak için birde biz çarşıya çıkıp alışveriş yapmak istemiştik. Sağ olsun bizi kırmayıp limana yanaştık kaptanımız bize lütfen 2 saat sonra teknede olun gün bitmeden koyda olalım ki denize girmeye zamanınız olsun dedi, Akşam üstü saat 6 civarıydı hep beraber Fethiye pazarında dolaşmaya çıktık dışarısı gerçekten çok sıcaktı yatta olduğumuz için bunun farkına varmamıştık, çarşıda dolaşmak ne mümkün alacaklarımızı biran önce alıp tekneye dönmek zorunda kaldık kaptanın bize ayırmış olduğu iki saat sure dolmadan yata vardık, kaptandan rica ettik lütfen biran önce kalkalım diye bizi kırmayıp hemen hareket etmek için hazırlandılar. Fethiye gerçekten çok güzel bir kasabaymış hem köylüye hitap ediyor hem şehirliye ve birde doğal kalmış turizme hizmet veren bu kadar şirin bir yeri çok beğendik, mavi yolculuk için Göcek ten çıkanlar mutlaka Fethiye ye uğrarlar ve akşamleyin şirin eğlence yerlerinde eğlenmeye çıkarlar güzelim alışveriş yerleri ile sokaklar modernleşmiş vitrinlerle süslenmiş tek kelimeyle harika bir yer, tekne hareket etti, Mavi Yolculuk Anıları

Rotamız kızıl ada mavi yolculuk başlasın,

Akşam yatıya kızıl adada kalacağımızı öğrendik, Yatın adaya yanaşmasını dört gözle bekliyorduk herke denize girmek için heyecanlanmıştı dışarısı öyle sıcaktı ki hepimiz hararetlenmiştik yat güvenli bir şekilde yanaştıktan sonra kaptan denize girebilirsiniz demeye kalmadan herkes en uygun yerden kendini soğuk sulara bıraktı “ooh bee!” gerçekten hava çok sıcak olduğunun farkında değildik karaya çıkınca farkına vardık suyun serinliği teknede sıcağın etkisini fazla hissettirmiyor. hava kararmaya başlamıştı bir günü daha bitirmiştik insan böyle bir tatilin bitmesini hiç istemiyor günler çabuk geçiyor ve akşam yemeği aşçı başı yine maharetlerini göstermiş masa ağızına kadar dolu ve çan çaldı her şey muhteşem bir yediğimiz yemeği bir daha yemiyoruz her gün farklı mezeler farklı menü hatta bazı yemekleri bilmiyoruz aşçıbaşına sorup öğreniyoruz tabi ki bu en çok hanımlarımızın ilgisini çekiyor ve tarifler alınıyor. Mavi Yolculuk Anıları

Ertesi gün sabah erkenden uyandım ve teknenin arka tarafına geldiğimde sahilde bir şeylerin gezindiğini gördüm dikkatle bakınca sayıları 10 veya 15 kadar olan her renkte çok sevimli tavşanlar vardı yat sahilden 50 metre uzakta bağlıydı hemen üstümdeki tişörtü sıyırıp sessizce denize girdim kulaç atıp tavşanları ürkütmeden yakından görmek istemiştim ve sahile geldim sudan çıkmadan kumsaldan bir süre tavşanları seyrettim hayvanlar yerde bulunan yeşil salatalık malzemelerini yiyormuş marul havuç meğerse yatçılar bunları besliyormuş yata döndüğümde kaptana sordum tavşanların yıllardır burada yaşadıklarını söyledi adaya uğrayan denizciler onları beslermiş, çok hoşuma gitmişti, bizim çocuklar uyanınca onlara bunu anlattım çok meraklandılar fakat tavşanlar gitmişti, Kahvaltımız yine hazır herkes masada suyun kristal görünümü gözümüzü alıyor ve içimizde kıvılcım hareketleniyor deniz suyunun vermiş olduğu huzur içerisinde burada kahvaltımızı yapıyoruz. artık hareket zamanı derken rotamız, Mavi Yolculuk Anıları

Ağa Limanı

Kaptanın direktifiyle demir almaya başladı kıç halatlar çözülünce yat hareket etmeye başladı hava sakindi deniz sütlimandı demir alındı iki saatlik bir seyirden sonra Ağa Limanına gelmiştik kaptan bize sordu Ağa Limanının girişi karşısında “w” şeklinde bir koy daha varmış onu göstererek isterseniz buraya girebiliriz diye sordu ağa limanı içinde irili ufaklı 5 yat demirlemiş duruyordu diğer koy boştu kaptana neden olmasın deyince diğer koya demirledik ve arkamızdaki plajda beyaz taşları olan bir plaj vardı yatı bağlamış olduğumuz koy bir teknelik yerdi ikinci bir yatın bu koya girmesi mümkün değildi sanki burası bize özeldi diye düşündüm çocuklar çığlık atarak suya atlamaya başladı meğerse bu bölgenin suyu genelde biraz daha soğuk oluyormuş ve hep beraber denize girdik ben çocuklar ile beraber bağlı bulunduğumuz plaja yüzdük suyun kenarına kadar eğilmiş çam ağaçlarının gölgeleri suda bir portre gibi gözüküyordu hemen ormanın diğer tarafında plajın üstüne doğru zeytin ağaçları vardı dikkatimi çekmişti bir taraf komplo çam ağacı diğer tarafta zeytin ve meşe ağaçları vardı hiçbiri birbirine karışmamıştı neyse plajda güneşlenirken çocuklar çakıl taşları arasında minnacık kabuklar ve beyaz yuvarlak taş toplayıp oynuyorlardı ben yerimden kalkıp denize girdim yata varınca kaptana sordum neden zeytin ve meşe ağaçları ayrı bitarafta yetişmiş çam ağaçları diğer tarafta diye sordum kaptan hemen anlatmaya başlamış çam ağaçları bu bölgede katil ağaçlar olarak bilinirler onların büyüdüğü bölgede başka ağacın büyümesine izin vermezlermiş biran şaşırdım olamaz diye düşündüm kapan haklıydı gözle gözüküyordu zaten orman ikiye bölünmüş bir taraf çamlık diğer tarafta zeytin ağaçları meşe ve karışık çalılar varmış sanki bilinçli olarak yapılmış gerçekten çok ilginçmiş. Mavi Yolculuk Anıları

Göcek’te tatilin farklılığını yaşayın.

Yıllardır Göcek’te kiralık yatlar ile uğraşmaktayız genelde haftalık tatil için bizden tekne kiralayıp tatilini denizde geçirmek isteyen misafirlerimiz bizden istemiş oldukları tarihlerde uçak bileti bulamadıkları durumlarda Göcek’te bir veya iki gün önce gelerek bizden Göcek’te otel bulmak konusunda yardım istemektedirler ve bizler yıllardır referans vererek müşterilerimizi yönlendirmiş olduğumuz otellerden hiç şikâyet eden müşterimiz olmadı hatta biz misafirlerimize sorma gereği duyduk misafirlerimizin vermiş olduğu referans doğrultusuyla sayfamızda bazı otellerin linkini koyarak Göcek’te tatil yapmak isteyenlerin bu otellerde huzurlu tatil geçireceklerinden emin olabilirler, Göcek sevimli ve çok özel bir yerdir bu şirin kasabamızda dışardan gelen misafirler kendilerini Göcek’in büyülü zengin atmosferine bıraktıklarında kendilerini çok özel hissederler bunun nedeni Göcek’in çok lüks bir yer olması ile kaliteli servis veren otelleri restoranları yatlara servis veren bakkal kasap manav ve marketleri vip minibüs transfer araçları birinci sınıf marinaları yat konaklama servisi bakım teknik hizmet veren personeliyle gerek günlük yat kiralama Göcek koylarını keşfetmek yazılarla anlatılacak gibi değil, sizleri Göcek’e davet ediyoruz gelip birebir her şeyin farklılığını burada yaşamanızı öneriyoruz. Mavi Yolculuk Anıları Mavi Yolculuk Anıları